13 Ocak 2013 Pazar

Teknoloji tüketime hizmet ederse - ŞEREF OĞUZ - Sabah - 13 Ocak 2013

Teknoloji tüketime hizmet ederse
İhtiyaçlar sınırlı, istekler sonsuzdur. Ekonomi de zaten sınırlı kaynaklarla bu sonsuz istekleri karşılama sanatı değil midir? İsteğin öteki adı sahte ihtiyaçtır ve bu kavram bizi,tüketim toplumu dinamiklerine taşımaktadır.
Jean Baudrillard'a kulak veriyoruz: "Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey, tüketim mallarını satın alma ve sergilemenin, toplumsal bir ayrıcalık ve saygınlık getirdiğine inanır."
Baudrillard bu süreçte insanların, bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleştiğini söyler.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/oguz/2012/10/15/teknoloji-tuketime-hizmet-ederse

Üç dil

ÜÇ DİL

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.


Bedri Rahmi EYUBOĞLU


http://www.siir.gen.tr/siir/b/bedri_rahmi_eyuboglu/uc_dil.htm

Hacker manifestosu

Bugün bir diğeri daha yakalandı, boydan boya tüm gazetelerdeydi. "Bilgisayar suçundan genç biri tutuklandı", "Banka tahrifatından sonra hacker yakalandı"... Lanet olası çocuklar.

Hepsi birbirinin aynı.

Fakat 1950' lerin teknobeyni ve üç parçalı psikolojik yapınızla hiçbir hacker' ın gözlerinin arkasında neler olduğunu anlamaya çalıştınız mı? Onu bu kadar sert yapan neydi diye merakettiniz mi? Hangi güçler onu şekillendirdi, onu böylesine bir kalıba ne döktü? Ben bir Hacker-ım, dünyama girin... Benim dünyam okul hayatımla başlar... Diğer çocuklardan fazla zekiydim, bize öğrettikleri bu saçmalık beni sıkıyordu... Lanet olası beceriksizler.

Hepsi birbirinin aynı.

Ortaokul veya lisedeydim. Hocaların onbeşinci kez bir kesiri nasıl indirgeyeceklerini dinlemiştim. Ben anlamıştım. "Hayır hocam, size ödevimi gösteremem, ben onu kafamdan yaptım..." Lanet olası velet. Muhtemelen kopya çekmiştir.

Hepsi birbirinin aynı.

O gün bir şey keşfetmiştim. Bir bilgisayar buldum. Bir saniye, bu muhteşem. Tam istediğim gibi bir şey. Ne yapmasını istersem onu yapıyor. Eğer hata yaparsa, onu ben beceremediğimdendir. Beni sevmediğinden değil... Veya benden korktuğundan değil... Veya benim çok akıllı bir fırlama olduğumu düşündüğünden değil.. Ya da öğretmeyi sevmediğinden ve burda olmaması gerektiğinden değil... Lanet olası velet. Bütün yaptığı oyun oynamak.

Hepsi birbirinin aynı.

Ve birden bir şeyler oldu... Başka bir dünyaya bir kapı açıldı... Telefon hattında bir bağımlının damarlarındaki eroin gibi gezinmek, bir elektronik nabız dışarıya gönderildi, günden güne artan yeteneksizliklere karşı, bir sığınak aranıldı... Bir sığınak bulundu. "İşte bu... Burasu benim ait olduğum yer." Buradaki herkesi tanıyorum... Hiçbiriyle tanışmamış, Konuşmamış ya da bir daha hiç haber almayacak olsam bile. Hepinizi tanıyorum... Lanet olası çocuk. Telefon hattını yine meşgul ediyor.

Hepsi birbirinin aynı.

Kıçınıza bahse girersiniz ki hepimiz birbirimizin aynısıyız... Bizler okulda biftek istediğimizde kaşıkla bebek maması ile doyurulanlarız... Pişirdiğiniz etin lokmaları çiğnenmiş ve lezzetsizdi. Biz sadistler tarafından kontrol edildik veya ruhsuzlar tarafından terslendik kale alınmadık. Öğretcek bir şeyleri olan çok azı bizim öğrenmeye istekli öğrenciler olduğumuzu fark ettiler. Fakat bu insanlar çöldeki su damlacıkları gibiydi. Bu bizim dünyamız şimdi... Elektronların ve elektronik düğmelerin dünyası, bilgi aktarım hızının güzelliği. Fırsatçı oburlar tarafından yönetilmeseydi sudan ucuz olacak servisleri, zaten var olan bir sistemi, bedava kullandığımız için bizleri suçlu diye itham ediyorsunuz. Keşfediyoruz... Ve siz bize suçlu dediniz. Bilginin peşinden gidiyoruz... Ve siz bize suçlu dediniz. Bizler derimizin rengi olmadan varolduk, milliyetsiz, hiçbir dine ait olmadan... Ve siz bize suçlu dediniz. Atom bombası ürettiniz, savaşlara girdiniz, cinayet işlediniz, hile yaptınız ve bize yalan söylediniz ve bunların bizim yararımıza olduğuna inanmamızı sağlamaya çalıştınız ve biz hala suçluyuz. Evet, ben bir suçluyum. Benim suçum merak etmek. Suçum insanları ne söyledikleri ve düşündükleri için yargılamak, nasıl göründüklerine göre değil. Suçum sizden daha akıllı olmam ki beni hiçbir zaman affetmeyeceksiniz. Ben bir hacker'ım ve bu benim manifestom. Bu bireyi durdurabilirsiniz fakat hepimizi durduramazsınız.

Hepsinden öte, hepimiz birbirinimizin aynısıyız.

The Mentor(8 Ocak 1986)

 

Kaynak http://tr.wikipedia.org/wiki/Hacker_manifestosu

Apple ve Çalmak üzerine - Kirby Ferguson: Remiksi benimseyin